Her şey biter bazen. Söylecek tek sözünüz kalmaz. Her şeyi bi rüya kabul etmek istersiniz. Sanki gözünüzü açacaksınız ve hafızanızda yarım kalmış bi hikayeye kaldığınız yerden devam edecekmişsiniz gibi. Sanki hiçbir şey olmamış hiçbir şey yaşanmamış gibi. Tüm kalp kırıklıkları geride kalmış toz pembe bi dünya istersiniz. Yalanlardan iki yüzlülükten uzak. İnsanların her gün ayrı birer maskeye bürünüp farklı kimliklerle dolaşmadığı bi dünya. Gerçekten ne isek o. Sadece biz olarak. Tüm olumsuzluklardan arınmış bi şekilde. Mutluysak mutlu, aşıksak aşık, heyecansa heyecan. Ama hepsini dibine kadar yaşayarak.. O duyguyu içimizde benliğimizde hissederek.. İnsan olmanın farkına vararak.. Doğaya bırakarak kendimizi belki şehrin karmaşasından koşuşturmacalardan uzak. Bi dünya olsa mesela. Her şeyi geride bırakarak bi dünya kursak sadece sevdiğimiz şeyleri alsak içine. Değişmeye çalışsak biz de. Önce düşüncelerimizi değiştirsek sonra çevremizi yaşantımızı… bir şeyleri değiştirmeye kendimizden başlasak yani. Sorgulasak. Nedenini niçinini. Abartmadan ama yapıcı biçimde. Günümüzü kurtarsak monotonluktan. Biraz da aklın mantığın iplerini gevşetsek tabi daha fazla zevk alabilmek için hayattan. Küçük kaçamaklarımız da olsa. Her şeyin makul olmasına gerek yok sonuçta. Yeniden yaşamayacağız ya bu hayatı. Üzülmesek hep. Bize sıkıntı verenden uzak olsak düşünmsek kendimizi uzaklaştırsak. Mutlu edene güldürene yönelsek. Yani mutlu olmayı öğrenebilsek. Çok da şey beklemesek bunun için. Biraz pollyannacılık oynasak yani olmaz mı? Her şey bizim için. Bu hayat da bizim. Kimse için değil önce kendimiz için yaşasak.. biraz bencil olsak yani biraz da özgür… ama en önemlisi ‘biz’ olsak biz ve kendimiz…
Merve KILIÇ
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder